Stratejik 1 Puan

Haftaiçi Altay deplasmanında özellikle ilk yarısını rakibin yoğun baskısı altında geçiren ve pozisyona girmekte zorlanan Trabzonspor'un ikinci yarıya Abdullah Avcı'nın zamanında Bakasetas ve Dorukhan'ı sahaya sürmesi ile az da olsa kıpırdanması İzmir'den 3 puanla dönmesi için yeterli oldu..

Altay deplasmanında oynanan oyuna göre 1 puan fena olmaz derken son dakikalarda Cornelius'un ayağından gelen golle alınan 3 puan ile ileriki haftalar için kredi hakkı kazanan Trabzonspor bu maçta sakatlanarak oyuna devam edemeyen Gineli stoperi Edgar'ın sezonu kapatmasıyla 3 puanın memnuniyetini pek yaşayamadı desek yeridir..Üstüne Altay kafilesiyle birlikte İzmir'e giden ama maçtan hemen önce sakatlık haberi gelen Hugo'nun da 2-3 hafta sahalardan uzak kalacağı haberi Başakşehir maçı öncesi ister istemez ben de dahil camiada karamsar bir hava estirdi..

Her ne kadar puan olarak en ciddi rakibimiz Konyaspor olarak görünüyor olsa da psikolojik olarak yarıştaki en ciddi rakibimiz Başakşehir olarak hissediliyordu..Bunun tabii çok çeşitli sebepleri var..Hem Başakşehir'in 2 sezon önce şampiyonluk tecrübesi yaşamış oyunculardan kurulu bir takım olması hem arkasındaki siyasi destek hem kaynağı pek bilinmese de ekonomik yönden güçlü bir kulüp oluşu hem de kadro kalitesi olarak Konyaspor'a nazaran bu yarışı sonuna kadar götürebilecek potansiyele sahip bir takım olduğu herkesin malumu..Açıkçası Nwakaeme, Edgar, Hugo gibi üç as ve kilit oyuncudan yoksun sahaya çıkacak Trabzonspor'un rakibiyle arasındaki 13 puanı da düşünecek olursak bu maçtan en azından mağlup olmadan ayrılması elzemdi..Hugo ve Edgar'ın yokluğunda stoperde Hüseyin Türkmen - Denswil ikilisiyle başlayan Abdullah Avcı son haftaların formsuz ve eleştirilen ismi Berat Özdemir'in yerine de bana göre doğru bir kararla Dorukhan Toköz'ü tercih etti..

İlk yarıda beklediğimin aksine maça taraftarın da desteğiyle son derece istekli ve coşkulu bir giriş yapan Trabzonspor pozisyon üretmekte zorlansa da rakibine 34. dakikada Visca'nın serbest vuruştan kaleyi yoklaması dışında şut şansı dahi vermedi..

İkinci yarıya ilk yarıya nazaran daha etkili başlayan ve özellikle süratli oyuncusu Gulbrandsen ile etkili olmaya çalışan Başakşehir bu oyuncunun kanadını savunan Bruno Peres'in çabukluğu ve yerinde hamleleriyle rakibinin tehlikeli girişimlerini önlemeyi başardı..Yavaş yavaş oyundan düşmeye başlayan Trabzonspor ortasahasını Siopis hamlesiyle tazeleyen Abdullah Avcı ilerde yalnız kalan ve topla buluşmakta sorun yaşayan Cornelius yerine de Altay maçında yaptığı şık asistle iyi sinyaller veren ve top taşıma özelliği olan Koita'yı sahaya sürdü ve Koita aldığı kısa sürede Cornelius'dan daha efektif bir oyun sergiledi diyebilirim..Tabi bu iki oyuncu farklı özellikte oyuncular Cornelius sırtı dönük oynayabilen arkadaşlarına duvar olan, top servisi yapabilen, havadan etkili pivot santrafor dediğimiz özellikte bir oyuncu..Ona top taşıyamazsanız oyuncudan verim almakta sorun yaşarsınız..bu maçta Abdullah Avcı'yı tek eleştirebileceğim husus 87. dakikaya kadar Abdülkadir Ömür'ü oyunda tutup Yusuf Sarı'yı ise yanında oturtmasıydı diyebilirim..Abdülkadir Ömür bu maçta etkisizdi ve birkaç pozisyonda yaptığı top kayıplarıyla takımın savunmada eksik yakalanmasına sebep oldu..Sonuç olarak Trabzonspor önemli eksiklerle çıktığı karşılaşmada puan olarak olmasa da potansiyel olarak yarıştaki en ciddi rakibi Başakşehir ile arasındaki 13 puanlık farkı muhafaza etti..

Trabzonspor şampiyonluk yarışında hırsın mantığın önüne geçmemesi gereken "kazanamıyorsan kaybetme" diyebileceğimiz maçlardan birini oynadı ve hata yapmadı..Unutmayalım ki 5 Mayıs 1996 tarihinde Fenerbahçe'ye karşı oynayıp şampiyonluğu kaybettiğimiz o travmatik maçta en azından kaybetmemiş olsaydık şu an müzemizde fazladan 1 şampiyonluk kupası daha vardı..Bugün hiçkimse o maçta Trabzonspor'un oynadığı etkili, baskılı futbolu konuşmuyor bilakis Fenerbahçe'nin şampiyonluğunu konuşuyor..Demem o dur ki Trabzonspor bu karşılaşmada stratejik öneme sahip 1 puan kazandı 2 puan kaybetmedi..Son olarak Hasan Ali Kaldırım'ın istemdışı da olsa eline çarpan topa değinmek istiyorum..Ben bir takımdan taraf olsam da pozisyonlara amigovari, tek taraflı bakan, kendini kandıran bir futbolsever değilim fakat Hasan Ali'nin pozisyonunun penaltı olduğunu düşünüyorum..Orta hakem Halil Umut Meler'in o kadar uzak mesafeden pozisyonu süzebilmesi pek kolay değil ama 4 sezondur ligimizde Video Asistan Hakem (VAR) diye bir uygulama var bu uygulama tam olarak ne işe yarıyor çözebilmiş değilim artık hakemlerin böyle pozisyonlarda "hata yaptım pardon" deme lüksü kalmadı..

Trabzonspor 19 maçta sadece 11 puan kaybederek ve 46 puan toplayarak son yılların en iyi performansını sergiledi..En son 2010-2011 sezonunda ilk yarıyı 17 maçta 42 puan toplayarak tamamlamıştı..

Önümüzde yaklaşık 10 günlük devre arası var özellikle Nwakaeme ve Hugo'nun sakatlığını düşünürsek zaman kazanma ve sezonu kapatan oyuncuların yerine takviye yapmak açısından tam zamanında gelen bir mola olduğunu söyleyebilirim..Edgar'ın yerine direkt oynayabilecek bir stoper, yine direkt oynayabilecek bir sol bek ve bir de alternatif kanat forvet alınsa yeterli olur kanaatindeyim..

Tabi katkı vermeyen boşuna kulübe mali külfet yaratan oyuncularla yolları ayırmak da lazım..İsim vermeyecem siz onları az çok tahmin etmişsinizdir.